Çocuklar Boşanma Sürecinden Nasıl Etkilenir ve Nasıl Korunur?

Çocuklar Boşanma Sürecinden Nasıl Etkilenir ve Nasıl Korunur?

Boşanma, yalnızca eşler arasındaki bir ayrılık değil; aynı zamanda ailenin tüm dinamiklerini etkileyen derin bir dönüşüm sürecidir. Bu süreçten en çok etkilenenler ise şüphesiz çocuklardır. Aile yapısının değişmesi, ev ortamının farklılaşması, ebeveynlerden biriyle daha az vakit geçirme zorunluluğu ve belirsiz bir geleceğe dair endişeler çocukların ruhsal dengesini sarsabilir. Her ne kadar boşanma, bazen daha sağlıklı bir yaşam düzeni için gerekli bir adım olsa da çocuklar için bu süreç çoğu zaman karmaşık ve zorlu duygularla doludur.

Boşanma süreci çocukta terk edilme korkusu, güvensizlik, suçluluk duygusu, öfke ve kafa karışıklığı gibi duygulara neden olabilir. Çocuklar bu tür duygularla başa çıkmakta zorlanabilir; çünkü yaşlarına ve gelişim düzeylerine göre soyut kavramları anlamlandırmaları her zaman kolay değildir. Bu nedenle boşanma süreci yalnızca yasal ya da duygusal bir ayrılık değil, aynı zamanda çocuk açısından özel bir rehberlik gerektiren psikolojik bir dönem olarak ele alınmalıdır.

Yaşa Göre Boşanma Sürecine Tepkiler

Çocukların boşanma sürecine verdikleri tepkiler, büyük ölçüde yaşlarına ve gelişim seviyelerine göre değişir. Okul öncesi yaş grubundaki çocuklar için boşanma, çoğu zaman “birlikte olunmayan ebeveynin artık kendisini sevmediği” gibi yanlış yorumlara neden olabilir. Bu yaş grubundaki çocuklar soyut kavramları anlayamadıkları için, ayrılığın nedenlerini kendi davranışlarıyla ilişkilendirme eğilimindedir.

İlkokul çağındaki çocuklarda ise daha fazla kaygı, hüzün ve okul başarısında düşüş görülebilir. Bu yaş grubu, aile bütünlüğünün önemini kavramaya başlamıştır ve bu bütünlüğün bozulması onlarda ciddi bir aidiyet krizi yaratabilir. Ergenlik dönemindeki çocuklar ise çoğu zaman öfke, isyan ve duygusal çekilme gibi tepkiler verebilir. Bu dönemde kimlik gelişimi ön planda olduğu için boşanma süreci, genç bireyin kendine ve dünyaya olan güvenini sarsabilir.

Her yaş grubunun ihtiyacı farklıdır. Bu nedenle ebeveynlerin, çocuklarının yaşına uygun açıklamalar yapmaları ve onların duygusal ihtiyaçlarını doğru biçimde karşılamaları gerekir.

Ebeveyn Tutumlarının Çocuk Üzerindeki Rolü

Boşanmanın çocuk üzerindeki etkisini belirleyen en önemli unsurlardan biri, ebeveynlerin süreci nasıl yönettiğidir. Sürekli çatışma halinde olan, birbirini suçlayan ya da çocuğu taraf seçmeye zorlayan ebeveynler, çocuğun ruhsal yükünü ağırlaştırır. Oysa boşanma ne kadar sağlıklı ve olgun bir şekilde yönetilirse, çocuk da bu süreci o kadar az hasarla atlatır.

Ebeveynlerin çocukla ilgili temel kararlarda birlikte hareket etmeleri, iletişimlerini sürdürülebilir kılmaları ve çocuğu bir aracı ya da mesaj taşıyıcı olarak kullanmamaları gerekir. “Baban böyle yapıyor çünkü seni düşünmüyor” ya da “Annenin yüzünden bu haldeyiz” gibi suçlayıcı ifadeler, çocuğun hem ebeveynine olan güvenini sarsar hem de iç dünyasında derin çatışmalara yol açar. Çocuğa yöneltilen tutumun merkezinde sevgi, açıklık ve güven yer almalıdır.

Çocukların Duygusal Güvenliğini Sağlamak

Çocuk için en büyük ihtiyaç, boşanma sürecinde duygusal olarak güvende hissetmektir. Bu güvenin temeli ise çocuğun, anne ve babasının sevgisinden mahrum kalmayacağını bilmesidir. Ebeveynler çocuğa boşanmanın kendi hatası olmadığını net bir şekilde ifade etmeli, her iki ebeveynin de onu sevmeye devam edeceğini sık sık hatırlatmalıdır. Ayrıca çocuğun günlük yaşam rutininin mümkün olduğunca korunması, yeni yaşam düzenine adaptasyonunu kolaylaştırır. Yatma saatleri, okul düzeni, sosyal aktiviteler gibi alışkanlıkların devam ettirilmesi, çocuğun içinde bulunduğu karmaşık süreçte tutunabileceği bir denge sağlar.

Çocukla duygular üzerine konuşmak, onun kaygılarını dinlemek ve yargılamadan anlamaya çalışmak da duygusal güvenliği artırır. “Kendini nasıl hissediyorsun?”, “Bu durum seni nasıl etkiliyor?” gibi açık uçlu sorularla çocuğun iç dünyasına ulaşmak mümkündür.

Profesyonel Destek ve Uzun Vadeli Yaklaşımlar

Bazı durumlarda çocuklar duygularını açıkça ifade etmekte zorlanabilir. İçine kapanabilir, davranış sorunları gösterebilir ya da psikosomatik belirtiler geliştirebilir. Bu gibi durumlarda bir çocuk psikoloğundan profesyonel destek almak, çocuğun yaşadığı karmaşayı anlamlandırmasına yardımcı olabilir. Terapi süreci çocuklara, yaşadıkları duygularla baş etme becerileri kazandırır ve duygusal dayanıklılıklarını artırır.

Uzun vadede ise en önemli unsur, ebeveynlerin boşanma sonrası iletişimini sağlıklı tutabilmesidir. Ortak ebeveynlik anlayışı, çocuğun iki farklı hayat düzeni arasında bölünmeden gelişmesini sağlar. Ebeveynlerin kendi yaralarını çocuk üzerinden değil, bireysel destekle sarmaları; çocuğun duygusal yükünü azaltır.

Boşanma, çocuk için hayatındaki en temel yapılardan birinin değişmesi anlamına gelir. Bu değişim ne kadar travmatik ya da yıpratıcı olacağı ise büyük ölçüde ebeveynlerin yaklaşımına bağlıdır. Sağlıklı, şeffaf ve sevgi dolu bir iletişimle yürütülen süreçler, çocuğun gelişimini sekteye uğratmadan atlatılabilir. Çocukların en büyük ihtiyacı, sevilmeye ve anlaşılmaya devam ettiklerini hissetmektir. Onları korumanın yolu, yalnızca fiziksel değil, duygusal güvenliklerini de gözetmekten geçer.

Subscribe To Our Newsletter

[mc4wp_form id=157]

Değerinizin dış başarılara veya başkalarının görüşlerine bağlı olmadığını unutmayın. Sadece var olduğunuz için değerliliğinizi kucaklayın.

İletişim Bilgileri

Uzman Klinik Psikolog Gamze Dereköy
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.